Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey(ler) Var (5)

Hayatımın değişik dönemlerinde tekrar tekrar okuduğum eserlerden biridir Onat Kutlar’ın ‘’Gündemdeki Sanatçı ‘’ adlı portreler kitabı. Neredeyse her portrede altını çizecek bir bölüm bulmuşum. İlk defa bu kitap sayesinde öğrenmiştim Turgut Uyar’ın sadece nazım değil nesir de yazdığını. Mesela kitabın giriş sayfasına büyük harflerle Turgut Uyar’ın Efendimiz Acemilik denemesinden ‘’Başaramamak endişesinin zevkiyle çalışacaksınız’’ cümlesini yazmışım. Yine bu kitapta okumuştum ilk defa ‘’Belki de asıl ustalık budur, her zaman acemi kalmayı bilmek’’ sözlerini. Bir Acemi Usta koymuş Onat Kutlar, Turgut Uyar’ı anlattığı yazısının başlığı olarak. 

Ben bu aforizmayı hep yeni bir şeyler öğrenmek, hep bir şeylerin acemisi olmak ya da hiçbir şeyi tam bildiğini iddia etmemek, kendini usta olarak tanımlamamak olarak düşündüm. Tıpkı Steve Jobs’un o efsanevi (o kadar efsane ki buraya bir linkini bile koymayı zül addederim) 2005 yılı Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada anlattığı: ‘’Aç Kalın, Budala Kalın’’ kafası gibi. Ta ki geçtiğimiz pazar günü Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübünün düzenlediği Boğaziçi Marka Zirvesi'nde yaptığım konuşmaya kadar. 

O konuşmamda gençlere hayatta yeni kalmanın önemi ve yöntemlerinden bahsettim. Kendilerini sürekli yeniden keşfetmeleri gerekeceğinin haberini verdim. Kendi yeni kalma hikayelerimi anlattım. Meraklı olmanın öneminin altını çizdim. Son olarak da Turgut Uyar’ın bu sözleri ile konuşmamı bitirdim. Yerime oturduktan sonra ise ‘’Bir dakika !’’ dedim kendi kendime ‘’gerçekten de asıl ustalık nedir? Hep acemi kalarak nasıl usta işi sonuçlar ortaya çıkarabiliriz ki?’’ Sonra şu Japon atasözü geldi aklıma: 

“Kendine usta diyebilmen için; önce ustanı geçeceksin, sonra seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin.”   Japon Atasözü 

Demek ki ustalığı sadece ortaya koyduğun işle değil yetiştirdiğin çıraklarla da tanımlamak lazım. O zaman acemi kalmanın önemi ortaya çıkıyor. Bir usta acemi kalmalı ki daha iyi anlayıp daha iyi yetiştirsin çıraklarını. Çünkü çırağını yetiştirmek için kendini onun yerine koyabilmek önemli. Yani bir aceminin ne hissettiğini bilip onun gibi hareket edebilmek. O zaman gerçekten usta oluyorsun. 

Kısacası kurumsal yaşamdaki 19. Senemde aldığım ders şu olmuştur: 

‘’ Hayattaki en büyük başarılarınızı sorduklarında verdiğiniz cevaplar proje değil de insan isimleri olduğunda usta olma yolunu çoktan yarılamışsınız demektir.’’ 

Bir sonraki makale: 17 numaralı ders: ‘’ Başarı, başarısızlığı getirir’’ 

Meraklısı için 8 dakikalık Turgut Uyar: