Marketing Türkiye / MeyIDiageo “Başka bir şirket mümkün” diyor

02 Haziran 2023

"Tohumdan kadehe sürdürülebilirliğe öncülük etme" prensibiyle çalışmalarını sürdüren Mey Diageo sürdürülebilirliği geleceğe yapılan önemli bir yatırım olarak görüyor. Toprağa sahip çıkmanın öncelikli görevlerinden biri olduğunu ifade eden Mey Diageo Tedarik Zinciri Direktörü Kürşat Apan; "Sanatı ve sürdürülebilirliği destekleyen, tüm canlıların haklarını savunan, kapsayıcı ve birleştirici bir şirket mümkün" 

"Biz kurumsal sosyal sorumluluğumuzu yerine getirme hedefinin de ötesinde sorumlu bir sosyal kurum olma amacıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sektörde ilk ve öncü çalışmalarla daha sürdürülebilir bir dünya için var gücümüzle mücadele ediyoruz."

Mey|Diageo için sürdürülebilirlik ne ifade ediyor?

Biz hem tarıma dayalı bir sanayi şirketi hem de kendi topraklarında bağcılık yapan, çiftçi ruhsatı olan en büyük kuruluşlardan biriyiz. Sürdürülebilirlik bizim için vazgeçilmez bir konu; çünkü üzüm, anason, su ve cam yoksa biz de yokuz demektir. Sürdürülebilirliğin şirket stratejilerimize ve operasyonel performansımıza daha ileri boyutta entegrasyonu için çalışmalarımın sürdürüyoruz. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızın temelini "Tohumdan kadehe sürdürülebilirliğe öncülük etme" prensibi oluşturuyor.

Sürdürülebilirliğin tarım, üretim, ticaret, istihdam, sanat alanlarında daha ileri safhalara taşınması için projeler geliştiriyoruz. BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, 2017'den bu yana yüzlerce sürdürülebilirlik projesini hayata geçirdik. Çalışmalarımız Diageo'nun global olarak belirlediği "2030 Ekosistem Hedefleri" doğrultusunda ilerletiyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız da dahil olmak üzere yaptım tüm çalışmalarla "Sanatı ve sürdürülebilirliği destekleyen, tüm canlıların haklarını savunan, kapsayıcı ve birleştirici bir şirket mümkün diyoruz. Hedefimiz; 2030'a kadar yaşadığımız, çalıştığımız, kaynakların kullandığımız, satış yaptığımız her yerde toplum üzerinde olumlu etki yaratmak...

Toprağa sahip çıkmak için neler yapıyor?

Pusulamız; vicdanımız, geleceğe olan inancımız ve Diageo'nun 2030 Ekosistem Hedefleri... Bu hedeflerden biri de 2026'ya kadar su kıtlığı olan bölgelerde kullandığımızdan daha fazlasını yerine koymak. Bu hedef çerçevesinde geliştirdiğimiz iki önemli projemiz var.

İlki Şahyar Damla Sulama Projesi... Fabrikamızın ve deneyim merkezimizin bulunduğu Alaşehir, su kalitesi ve miktarı açısından yüksek risk taşıyan su stresli bir bölge olarak belirlendi. Şahyar'da yer alan bu bölge, özellikle sulama döneminde yaygın olarak su sıkıntısı çekiyordu. Bölgedeki altyapı yetersizliği de eklenince üzüm bağlarının sulanması önemli bir sorun haline gelmiş, çiftçiler tarafından açılan kuyular kuraklık nedeniyle kurumuştu. Bu durum üzüm çiftçilerinin faaliyetlerini durdurmasına neden oldu. Biz de doğal kaynakların kaybı, iklim değişikliği ve küresel pandemi koşullarında suyu ve su güvencesini ön plana çıkaran bir vizyonla harekete geçerek bu bölgede kullanılan sudan daha fazlasını yerine koyma koyma hedefiyle Şahyar Damla Sulama Projesi'ni geliştirdik. Yeni bir boru sistemi kullanarak araçlara erişimi kasıtlı olan yerel çiftçilerin geleneksel karık sulamadan daha verimli bir yöntem olan damla sulama sistemine geçmelerini destekledik. Üzüm bağlarını çevreleyen 60 hektarlık alanda damla sulama yapabilecek bir altyapı oluşturduk. Bu örnek çalışmayla, 2026 sonuna kadar 60 hektar alanın tamamen damlama sulama yapılabilecek bir altyapıya ulaştırılmasını amaçlıyoruz. Bu projeye ilave olarak; suyun verimli kullanılması adına Acıpayam'da, Nevşehir'de, Mersin'de ve Lefkoşa'da perlatör (musluk akış düzenleyici: bir su armatüründe su çıkış ucuna takılarak su akışını düzenleyen ve suyu havayla karıştıran parça) uygulaması projesini gerçekleştirdik. Neredeyse bütün muslukların ucuna takılabilen perlatörle, ortalama olarak her bir musluktan aylık 1,5 metreküp su tasarrufu sağlanabileceği bilimsel veriler ışığında ortaya koyuldu. Su tasarruf miktarını en üst seviyeye çıkarabilmek adına, montaj yapılacak noktaların seçiminde yerel paydaşlarımla birlikte hareket ederek su tüketiminin yoğun olduğu yerlere odaklandık. Bahse konu bölgelerde montajı yapılan toplam 5 bin 824 perlatör, yıllık olarak yaklaşık 104 bin 832 metreküp suyun kurtarılmasına olanak sağlıyor.

"Emeğe saygı" yaklaşımınızdan bahseder misiniz?

Kendimizi Türkiye ve dünyada gastronominin, tarımın, turizmin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Bu ekosistemlerle dayanışma içinde olup, onlar ilerledikçe ve yükseldikçe hep beraber yükseleceğimize inanıyoruz. Çalışanlarımız, üzüm ve anason çiftçileri, gastronomi ve turizm sektörlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak çalışan yüz binlerin oluşturduğu bu değerli ekosistemle dayanışma içerisinde birçok proje gerçekleştiriyoruz. Dayanışma anlayışımızın temelinde "emeğe saygı" felsefesi yatıyor.

Çiftçi desteği projemiz kapsamında her yıl 1.000 üreticiye verimi yüksek anason tohumlan dağıtıyoruz, ilaç endüstrisinde de önemli bir yeri olan anasonun en iyi kaliteye ulaşıp ihraç ürünü olmasını destekliyoruz. Ana bölgede azalan üretimi artırmak için üreticilere tohum, mazot, gübre desteği veriyoruz. Türkiye'de tarım işçilerine aynı şartların sunulmasına öncülük ederek, bağlarımızda çalışan kadın ve erkek emekçilere aynı koşullar sağlıyor, aynı yevmiyeyi veriyoruz. Bunlar çalışmalardan sadece birkaçı...

Sektördeki ilk ve öncü çalışmalarınızdan örnek verebilir misiniz?

Biz kurumsal sosyal sorumluluğumuzu yerine getirme hedefinin de ötesinde sorumlu bir sosyal kurum olma amacıyla çalışmalarımın yürütüyoruz. Sektörde ilk ve öncü çalışmalarla daha sürdürülebilir bir dünya için var gücümüzle mücadele ediyoruz. Bunlardan biri de anason ıslah projemiz.. Anasonun ıslah edilerek kalitesinin artırılması için Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'yle birlikte çalışıyoruz. Tohum geliştirme çalışmalarına başlama amacıyla rekolte artırmamıza yarayacak ve ürünün kalitesini artıracak bir tohum çeşidi üretmekti. 7 yılın sonunda üç tip yeni tohum elde edildi ve tohumlar için Tarım Bakanlığı'na tescil başvurusu yapıldı. 2020 itibarıyla geliştirilen ve "Yeni 37", "Ege 53", "Altın 8" olarak isimlendirilen bu üç yeni çeşidin Mey adına resmi tescili alındı. Bunlar, Türkiye'de ticarete konu ve tescilli ilk anason tohumları...