Marketing Türkiye / Mey Diageo'dan Türkiye'de Ticarete Konu ve Tescilli İlk Anason Tohumları

01 Mart 2021

MEY DIAGEO'DAN TÜRKİYE'DE TİCARETE KONU VE TESCİLLİ İLK ANASON TOHUMLARI

Ürünlerinin içeriğindeki ham maddelerin tamamı tarımsal ürünlerden oluşan Mey|Diageo; tarımda sürdürülebilirliği geleceğe yapılan yatırım olarak görüyor. Bu sebeple toprağa sahip çıkmanın en öncelikli görevlerinden biri olduğunu ifade eden Mey Diageo Tedarik Zinciri Direktörü Kürşat Apan; "Ege Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz tohum geliştirme çalışmaları kapsamında Türkiye'de ticarete konu ve tescilli ilk anason tohumları üretildi. Amacımız; kaliteli yerli tohum konusunda örnek teşkil ederek diğer üreticilere rol model olmak' diyor.

Mey Diageo için "tarım" neyi ifade ediyor?

Tarım bizim için vazgeçilmez bir konu. Kendi topraklarında bağcılık yapan, çiftçi ruhsatı olan en büyük kuruluşlardan biriyiz. Çiftçilik yapılanmaları- mız 2005 yılı itibarıyla başladı. 2011'den itibaren de Çiftçi Belgesi aldık. Ürünlerimizdeki tarımsal bileşenlerin tamamını Türkiye'den temin ediyoruz. Özellikle rakıda Coğrafi İşaret kapsamında üzüm ve anasonun Türkiye'de üretilmiş olması gerekiyor. Şarap üretiminde ise Şarköy ve Elazığ'da olmak üzere toplam 55 hektarlık kendi bağlarımız- dan elde ettiğimiz şaraplık üzümleri kullanıyoruz. Üzümlerin bir kısmını da ülkemizdeki sözleşmeli çiftçilerden alıyoruz. Biz tarıma dayalı bir sanayi kuruluşuyuz. Bu nedenle toprağımıza sahip çıkmak, en öncelikli görevlerimizden biri. Tarımsal hammadde olarak buğday, sumalık üzüm, şarap- lk üzüm, kuru üzüm ve anason alıyoruz. Böylece yaklaşık 27-28 bin üreticiye dokunuyoruz.

Şirket olarak "tarımda sürdürülebilirlik" konusuna bakış açınızı biraz anlatabilir misiniz?

Sürdürülebilirlik bizim için "olursa iyi olur" denilebilecek bir konu değil. Çünkü biz kurumsal sosyal sorumluluğumuzu yerine getirme hedefiyle değil, sorumlu bir sosyal kurum olma hedefiyle çalışıyoruz. Ürünlerimizi üretirken, geçmişten aldığımız mirası geleceğe taşıma vizyonumuzla hareket ediyor, bu sorumluluğu gerçekleştirirken ülkemizin tarımına katkıda bulunarak hammad- delerimizin sürdürülebilirliğini sağlamayı görev ediniyoruz. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız arasında çiftçi destekleri, eğitim ve bilinçlendirme programları başı çekiyor. Üniversitelerle olan iş birliklerine büyük önem veriyor, bilimle iç içe yürüme gerekliliğini ön planda tutuyoruz. Bu kapsamda Ege, Çukurova gibi önde gelen üniversitelerin ziraat ve gıda mühendisliği fakülte- leriyle tohum ıslahı, kalite artırma gibi konularda ortak projeler yürütüyoruz.

Ege Üniversitesi ile gerçekleştirdiğiniz işbirliği kapsamında "Türkiye'de ticarete konu ve tescilli ilk anason tohumları"nın üretildiğini biliyoruz. Bu proje nasıl gelişti?

Anasonun islah edilerek kalitesinin artırılması "Sürdürülebilİrlik bizim için "olursa iyi olur" denilebilecek bir konu değil. Çünkü biz kurumsal sosyal sorumluluğumuzu yerine getirme hedeflyle değil, sorumlu bir sosyal kurum olma hedefiyle çalışıyoruz."

İçin Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi İle birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmaya başlama sebebimiz, kalitedeki ciddi düşüş ve rekoltedeki büyük verim kaybıydı. Kalitenin düşmesi daha fazla anason tüketimine yol açtığı için maliyetlerimizde belirgin bir artış başlamıştı. Rekoltenin düşmesi ise çiftçilerin maliyetlerini yükselterek kârlılığı azaltıyor ve çiftçilerin anason ekim tercihlerini sorgulama- sına sebep oluyordu. Artan maliyetlerin fiyatlara yansıtılması kaçınılmazdı. Bu durum neticesinde köylerde üretici sayısı azalıyor, kalan üreticiler anason ekiminden alternatif ürünlere kaymaya başlıyor ya da tarlalar boş bırakılıyor, bu nedenle de Türkiye'nin anason rekoltesi ciddi anlamda düşüyordu.

Bu gelişmeler üzerine, Türkiye'de tescilli bir tohum ve tohum geliştirme çalışması da olmaması nedeniyle, Ege Üniversitesi'nden akademisyenler- le görüşerek bir adım atmamız gerektiğine karar verdik ve 2014'te Ege Üniversitesi ile yapılan sözleşmeye istinaden tohum geliştirme çalışmalarına başladık. Amacımız rekolte artırmamıza yaraya- cak ve ürünün kalitesini artıracak bir tohum çeşidi üretmekti. 7 yılın sonunda 3 tip yeni tohum elde edildi ve tohumlar için Tarım Bakanlığı'na tescil başvurusu yapıldı. 2020 yılı itibariyle geliştirilen ve "Yeni 37", "Ege 53", "Altın 8" olarak isimlendirilen bu 3 yeni çeşidin Mey adına resmi tescili aldı. Yapılan tarla denemelerinde bu çeşitlerin aynı tarlada ekilen üretici tohumlarına oranla 20-30 civarında daha yüksek eteri yağ içeriğine sahip olduğu görüldü. Adı geçen 3 tohum, Türkiye'de ticarete konu ve tescilli ilk anason tohumları.

Tarım için bir diğer önemli konu da işgücü. Bu konuda verdiğiniz desteklerden bahsedebilir misiniz?

Çiftçi desteği projemiz kapsamında her yıl 1.000 üreticiye verimi yüksek anason tohumları dağıtıyoruz ve içki üretimi dışında ilaç endüstrisinde de önemli bir yeri olan anasonun en iyi kaliteye ula- şıp ihraç ürünü olmasını destekliyoruz. Ana bölge- de azalan üretimi artırmak için üreticilere tohum, mazot ve gübre desteği veriyoruz. Türkiye gene-

"Çiftçi desteği projemiz kapsamında her yıl 1.000 üreticiye verimi yüksek anason tohumları dağıtıyoruz ve içki üretimi dışında İlaç endüstrisinde de önemli bir yeri olan anasonun en iyi kaliteye ulaşıp İhraç ürünü olmasını destekliyoruz."

Yılda yaklaşık 1.200 üreticiden ürün alıyoruz ve 700 üreticiye destek veriyoruz. Bağlarımızda çalışan kadın emekçilere erkeklerle aynı koşulları sağlıyor, aynı yevmiyeyi veriyoruz. Özellikle bu zorlu dönemde işgücünün sürdürülebilirliğine katkı sağlamak bizim için çok önemli. Pandemi dönemine özel, Elazığ'da ihtiyacımızdan 2 bin ton fazla Öküzgözü üzümü alımı yaptık. Manisa'da kurulan 392 mevsimlik işçi çadırındaki 2.372 kişiye hijyen paketleri dağıttık.

Yeni nesil tarım hakkında çalışmalarınız var mı?

Üreticilerin teknolojiye ayak uydurması, yetiştiricilikle ilgili teknik bilgi ve uygulamalara harfiyen uyma ile birlikte kaliteli ve verimli ürün elde edeceğine inanıyoruz. Bu sayede üreticiler ekonomik avantaj sağlayacak ve ülkemizde önemli bir sorun olan köyden ve tarımdan kaçışın önüne geçilebilecek. Bunun için sözleşmeli üreticilerimizi maddi ve teknik olarak destekleyerek geleneksel üretimden yenilikçi üretime yönlendiriyoruz. Çiftçi destek projesiyle finansal ve eğitici desteklerde bulunuyor.

Diğer yandan üniversitelerle iş birliklerimiz devam ediyor. Yeni nesil ve verimli tohumlar üretmek için laboratuvar ortamında çalışmalarımız var. Yakın zamanda yine farklı tohumların farklı ekim ve yetiştirme örneklerini yapabileceğimiz sera projesini hayata geçirip birtakım denemeler gerçekleştireceğiz. Ayrıca Şarköy ve Elazığ bağ- larımızda kurduğumuz meteoroloji veri istasyon- larımız var. Bu sayede iklimin hammaddeye olan etkisini de yakında takip ederek kaliteli yetiştiriciliği katkı sağlıyoruz.

Alaşehir fabrikamızda konumlanan, Türkiye'nin ilk rakı AR-GE ve inovasyon merkezi Yenilikhane'de de satın aldığımız tarım ürünleriyle çalışmalarımız devam ediyor.