Dünya Gazetesi / Tarsuslu çiftçiyi mağdur etmemek için 40 milyon TL fazla para verdi!

03 Ekim 2022

Geçen hafta Mey | Diageo’nun Manisa’nın Alaşehir ilçesindeki üretim tesislerinde kurulan inovasyon merkezi Yenilikhane’yi görme fırsatım oldu. Pandemi döneminde 18 milyon TL’lik yatırımla faaliyete geçirilen Yenilikhane, “Yeni Yolculuk-Alaşehir Deneyim Merkezi” projesi olarak hayat bulmuş. Yenilikhane’de 500’er litrelik Saadet ve Reyhan isimlerini taşıyan iki bakır imbikle yeni ürünlerin formülleri geliştiriliyor. İmbikler isimlerini şirketin inovasyon ve kaliteden sorumlu ekip liderleri Duygu Beypınar ve Koray Özcan’ın annelerinden almış. Yenilikhane’de yapay zekâ ile yeni nesil çalışmalar üreten sanatçı Refik Anadol’un bir görsel eseri ile ünlü çizer Ethem Onur Bilgiç ’in animasyonlu eskizleri de dikkat çekiyor. Anadol’un eseri iç in bir sanat alanı inşa edilmiş. Dijital ‘markalar holü ’nü n duvarlarını ise Ethem Onur Bilgiç ’in şirketin markalarını temsilen çizdiği eskizlerin Baran Baran tarafından hayata geç irilmiş animasyonları süslüyor.                  

Mey | Diageo, Genel Müdürü Levent Kömür ile önce Yenilikhane’de sonra da üzüm bağlarında devam eden sohbetimizi anlatmadan önce Alaşehir’le ilgili birkaç detay vermek istiyorum. Alaşehir rakı üretimi iç in hammadde aç ısından ç ok ö nemli bir noktada; zira rakı üretiminde kullanılan Batı Anadolu’nun Sultaniye üzümleri ve anason burada buluşuyor. Türkiye’de üretilen üzümün üçte biri Alaşehir’in de dahil olduğu bölgeden sağlanıyor. Bu yılı 140 bin ton üzüm alımı ile kapatacak olan Mey| Diageo, bunun 80 bin tonunu Alaşehir’den alacak. Öte yandan Türkiye’de yılda 7 bin ton anason üretiliyor. Bunun 5 bin tonu rakı üretiminde kullanılıyor ve bunun da 4 bin tonunu Mey| Diageo alıyor. Alaşehir’deki tesis yılda 28 milyon litre rakı, 18 milyon litre suma kapasitesine sahip.                  

Ticari değeri olmayan ürününü değerinde alıyoruz

Levent Kömür’ün zamlar, kaçak içki ve vergi sistemiyle ilgili görüş ve eleştirilerini aşağıda ayrı bir bölümde yazdım. Sohbetimizde benim ilgimi çeken konu çiftçilere verilen önem ve destekler oldu. Levent Kömür, 18 bin çiftçiden rakılık üzüm aldıklarını anlatıyor. Sözleşmeli tarım yaptıklarını, çiftçiye gübre ve mazot desteği verdiklerini hatırlatan Kömür, çiftçiyi mağdur etmemek ve üretimi sürdürülebilir kılmak için çalıştıklarını vurguluyor ve ekliyor: “Biz çiftçiden sofralık ve şaraplık dışındaki ticari değeri olmayan ürününü alıyoruz. Yani üreticinin bizden aldığı para tamamen kar oluyor. Normalde hayvanlara vereceği üzüm değerleniyor. Ama biz bunu istismar etmiyoruz, ürünün değerini veriyoruz. Bu yıl geçen yılın iki katı fiyat verdik. Bazı yerlerde bu oran daha fazla oldu. Çünkü sürdürülebilirlik önemli, çiftçinin bağı sökmemesinde katkımız oluyorsa ne mutlu bize… Bu yıl Alaşehir’de inanılmaz mahsul var. Normalde biz Alaşehir’den, Nevşehir ve Tarsus’taki fabrikalarımıza üzüm gönderiyorduk. Ancak bu yıl Tarsus’taki çiftçiyi mağdur etmemek için 40 milyon TL’den fazla para verdik ve üzümü oradan aldık. 24 bin ton alım yaptık Tarsus’ta. Fiyatı 3,25 TL olan üzümü 4 TL’ye aldık. Alaşehir’den 2 TL’ye alıp gönderebilirdik ama yapmadık.”             

 Levent Kömür, Alaşehir’deki su rezervlerinin sürdürülebilirliği konusunda da çalıştıklarını söylüyor. Kömür’ün verdiği bilgilere göre, Mey | Diageo, ilçenin Şahyar bölgesinde 60 hektar büyüklüğündeki alanda; çiftçilerin bağlarındaki ürün kalitesinin arttırılması, verimin yükseltilmesi, bağcıların gelirinin arttırılması amacıyla damla sulama yapılabilecek bir alt yapı oluş turdu. Projeye katılmak isteyen her çiftçiye açık olan Şahyar Damla Sulama Projesi ile kullanılan su miktarında yüzde 50’ye yakın tasarruf sağlandı.

‘Geçici işçilerimiz bile sendikalı, sendikalı işçi çalıştırmaktan gurur duyuyoruz’

Levent Kömür, bine yakın çalışanları olduğunu anlatıyor. Tek Gıda İş Sendikası’ndan övgüyle söz eden Kömür, “Biz Tekel’den devraldığımız mirası layıkıyla daha ileriye taşımak için çalışıyoruz ve bu topraklar için iyi şeyler yaptığımızı hissediyoruz. İnsana saygı çok önemli, sendikalaşma da bunun bir kolu… Bizim işçilerimiz sendikalı, hatta geçici işçilerimiz bile öyle… Bundan gurur duyuyoruz. Herkes kendi alanıyla ilgili yatırım yapsın ve sendikalı işçi çalıştırsın diye bunun altını her fırsatta çiziyoruz” diyor. Kadınların iş hayatında hak ettiği yeri alması için de mücadele ettiklerini belirten Kömür, şöyle devam ediyor: “Bizim 7 kişilik yönetim kurulumuzda 4 kadın var. Ama kadın oldukları için değil o görevlere en layık kişiler oldukları için ordalar. Tekel’den aldığımız bir miras bu… Alaşehir fabrikamızda 251 kişi çalışıyor. 28’i kadın, önümüzdeki hafta 34’e, seneye 50’ye çıkacak.”

‘Çiftçi mutsuz, üretici mutsuz, tüketici mutsuz; adil bir vergi sistemi şart’

Levent Kömür, sektörde adil bir vergi sistemine ihtiyaç olduğunu anlatıyor. “Sektörde son 5 yıldır ithalat artıyor. Biz yüzde 30 kapasiteyle çalışıyoruz. En fazla vergi rakıdan alınıyor. Viski dışarıdan geliyor ve yüzde 12 daha az vergi ödeniyor. İhracatta kur nedeniyle rekabet gücümüzü kaybediyoruz. Rakının vergi oranı mantıklı olsun diyoruz. Üzüm üreten çiftçi mutsuz, anason üreticisi mutsuz, tekel bayi mutsuz, tüketici mutsuz, rakı üreticisi mutsuz. Ama sahteci mutlu, ithalatın yapıldığı ülkelerdeki çiftçi mutlu” diyen Kömür, son dönemdeki fi yat artışları ve vergilendirmeyle ilgili de şu değerlendirmeyi yapıyor: “Son 32 ayda 70’lik yeni rakının fiyatı yüzde 135 arttı. Benzin yüzde 179, diş macunu yüzde 179 zamlandı. Göreceli olarak rakı fi yatı en az artan ürün oldu. Bir yılda şişe fi yatı yüzde 194 arttı. Geçen yıl 20 TL olan anasonun kilosu bu yıl 80 TL’ye çıktı. 359 TL olan 70’lik rakının, 244 TL’si vergi. Normal maliyet artışlarını yansıtsaydık 70’lik rakının fi yatı 450 lira olmalıydı. Dolayısıyla adil bir vergi sistemi şart. Bir ürünün kendi fi yatından daha fazla vergi olamaz. Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 2’si alkolden geliyor. Ama bu oran yüzde 1’i geçmemeli, yüzde 0,75 olmalı. Gerçekleşen enflasyon oranına göre değil hedeflenen enflasyona göre vergiler artmalı. ÖTV yılda bir kere artırılsın. 3-5 yıl ÖTV artmazsa içki fiyatları da düşer. Mesela son iki yıldır ÖTV enflasyon oranı kadar artırılmadı. Bu iyi bir gelişme. Çünkü tüketim tarafında kaçaktan geri dönüş başladı.”